İlçemiz
Kozan ve havalisi, tarihin her döneminde önemini korumuş bir yerdir. Eski çağlardan beri , bir çok milletin nüfuz mücadelesine sahne olan Kozan ve çevresi, verimli arazileri ve elverişli iklim şartları ile gerçekten göz kamaştırıcı bir özelliğe sahiptir. Tarih çağlarında Çukurova’da ve dolayısıyla Kozan’da çok sayıda medeniyetin kurulması ve birbiri arasındaki nüfuz mücadelesinin uzun yıllar sürmesi, buranın tarihi, coğrafi ve iktisadi önemini ortaya koymaktadır. Kozan ilçesi Anadolu –Suriye eski ticaret yolunun üzerinde bulunduğu için ticari bakımdan büyük bir önem taşımıştır. Kozan ve yakın çevresinin sahip olduğu bütün bu olumlu şartlar, ilk çağlardan itibaren, çeşitli kavimlerin yöreye hakim olma ve yerleşme arzularını kamçılamış devletler arası siyasi anlaşmazlık ve savaşlara yol açmış, yörenin bir çok kavim arasında el değiştirmesiyle sonuçlanmıştır. İlçenin yerleşme tarihinin bilhassa ilk çağlar için, Çukurovanın yerleşme tarihinden ayırmak mümkün değildir. Bu açıdan Kozan’ın yerleşme tarihini Çukurova’nın yerleşme tarihi içinde değerlendirmek gerekmektedir. Eski ismi “Sis” ,"Sisium" ve "Sision" olan Kozan’da yerleşme çık eskilere kadar iner. Yapılan çeşitli arkeolojik kazılara göre en az 10 medeniyetin yörede yaşamış olduğu ortaya çıkmaktadır. M.Ö 3.binyılda Güney Anadolu sahil ovalarında, Hitit vesikalarının onlara verdikleri isim ile Luvi(Luwi) kavimleri yaşamaktaydılar. Ayrıca Mersin –Yümüktepe ve Tarsus –Gözlükule kazılarında görülen M.Ö 3.binyıl Erken Tunç kültürü, bu Luvi kavimlerine ait idi. Luwi kavmi, Ege göçlerinden sonra da Kilikya bölgesinde varlığını devam ettirmiştir. Luvilerin kökeni ile ilgili çok sayıda görüş bulunmaktadır. Çukurova’da Luwilerden sonra Huriler tarafından Kizzuwatna adında bir krallık kurulmuştur. Bu durum karşısında Hitit Kralı Zidanza bunlarla barış yapmak zorunda kalmıştır. İki devletin sınırlarını muhtemelen Toros Dağları ayırıyordu. (M.Ö 1550-1520)
M.Ö 2 Binyılın ortalarında Hititlere bağlı bir krallık olarak yıkılıncaya kadar bu bölgede yaşayan Kizzuwatna krallığı uzun ömürlü olmamıştır. Kizzuwatna Krallığından sonra M.Ö 1500-1331 yılları arasında yöreye Arzawa Krallığı egemen olmuştur. Bu krallık doğu kökenli olup sürekli Hititler ile savaşmışlardır. M.Ö 1900-1200 yılları arasında 700 yıl gibi uzun bir süre Anadolu yarımadasına hakim olan Hititler, Çukurovayı “Uru Adania” olarak adlandırmışlardır. Uzun süren Hitit hâkimiyeti sırasında tarım ve hayvancılık yörede çok gelişmiştir. Kadirli Karatepe’de bulunan ve M.Ö IX-VIII. yüzyıllara tarihlenen Fenike alfabesi ve geç Hitit hiyeroglifleri ile iki dilde yazılmış kitabelerde, Awarikus’un da Danunalar Kralı olduğu geçmektedir. Hititlerin Ege göçleri ile yıkılmasından sonra(M.Ö 1200’lü yıllar) yöreye Kue(Que) krallığı egemen olmuştur. Hitit İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra kurulmuş olan bir çok küçük devletten birisi olan bir çok küçük devletten birisi olan Kue Krallığı, 477 yıl süreyle Çukurova’da hüküm sürmüştür. Bu krallık M.Ö 720’lerde Asurlular tarafından yıkılmıştır. Que’yi bir Asur eyaleti haline getiren ise, Asur kralı V.Salmanasar’dır. (M.Ö 728-722)
M.Ö 713-663 yılları arasında bölgeye hakim olan Asurlular, Çukurova’yı bir sömürge olarak kullanmışlardır. Sert bir idare kuran Asurlular, 50-60 yıl gibi kısa bir süre varlıklarını koruyabilmişlerdir. Bölgenin Asur vesikalarındaki adı Kue ülkesidir. Asur devletinin zayıflaması ve yöre halkının bağımsızlığını ilan etmesi ile kurulan Kilikya Krallığı (M.Ö.663-612) Adana’ya hâkim olmuştur. Asurlular gibi uzun ömürlü olmayan Kilikya Krallığı M.Ö 612’li yıllarda Pers İmparatorluğunun egemenliğini kabul etmiştir. Kilikyalılar sağladıkları siyası güvence karşısında her yıl Pers İmparatorluğuna belli oranda vergi vermişlerdir. Çukurova’da Pers İmparatorluğu’nun hakimiyeti 300 yıla yakın sürmüştür. M.Ö 333 yılında tarihte ünlü olan “İssos Savaşı” ile III.Darius Büyük İskendere yenilmiştir. Bölgede başlayan Makedonya egemenliği kısa süreli olmuştur. Büyük İskender’in M.Ö 323 yılında ölümü üzerine İmparatorluk İskenderin komutanları arasında paylaşılmıştır. Çukurova ve çevresi komutan Selefkos’un payına düşmüştür. Selefkoslar, bu bölgeye dolayısıyla da Kozan’a belli bir süre hakim olmuşlardır.(Bölge ilk etapta Antigonos’un payına düşmüştü.)Daha sonra ise Roma Devlet otoritesinin zaafından faydalanan Akdeniz korsanları, Çukurova’nın (Cilicia) kıyı kesimlerindeki yerleşim merkezlerini tahkim ederek yöreye yüzeli yıl kadar hakim oldular. Selefkoslardan sonra bölgeye Roma İmparatorluğu (M.Ö 112-M.S 395) hakim olmuştur. M.Ö 66-64 yıllarında Pompe(Pompeus)tarafından Roma İmparatorluğu’na ilhak edilmiştir. 407 yıl süren Roma egemenliği sırasında Çukurova, İmar edilmiş ve anıtlarla süslenmiştir. Roma İmparatorluğu’nun M.S 395 ‘te ikiye ayrılması ile Adana ve Çevresi Doğu Roma’nın (Bizans) payına düşmüştür. M.S 704’te Çukurova’ya ilk İslam akınları başlamıştır. Bölgeye ilk gelen İslam komutanı Halid bin Velid’dir.704’te Halife Abdülmedik oğlu Abdullah, Misis yöresindeki kaleyi alıp ilk camiyi yaptırmıştır. Böylece bölgede Emevi devri başlamıştır. M.S 8.yy ‘daki Emevi egemenliği sona ermiş ve sonra Abbasi hakimiyeti başlamıştır.800 yılında Harun El-Reşit zamanında Haruniye şehri kurulmuş ve buraya gönüllüler yerleştirilmiştir. 1071 Malazgirt zaferi ile Anadolu topraklarında başarı kazanan Türkler dalgalar halinde Çukurova bölgesine yerleşmeye başlamışlardır.
KAYNAK: Kozan Halk Kütüphanesi